DİĞER
“Bir söylediği diğerini tutmayan, her şeyi sadece kendine isteyen, kendi çıkarını düşünen, bilinçli olarak ısrarla yalan söyleyen bir kişiyi sokakta görseniz bile selam vermekten imtina edecekken, onu bir lider olarak konumlandırmak ve kurtuluş gününün onun sayesinde geleceğini düşünmek, güvenilmez anlatıcının sabit değil, akışkan bir tanım olduğunu da göstermektedir bize.”
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Hikâye dinlemek güzeldir, ama hikâye anlatıcılığı da özenilen bir durumdur. Bir konserde dinleyiciyken o sahnede olduğunuz hayalini kurmak gibidir. Zira hikâye anlatıcılığı dünyanın en eski mesleği olarak kabul edilir ve dünyada (bence) ilk sahne bu anlatıcının oturduğu taş, kütük veya topraktır..."
Yine Düşünce Özgürlüğü Yine Türkiye: 1995'te yayımlanan kitaba bakıldığında o zamanlar çok daha umutlu bir havanın estiği görülebiliyor. Çeyrek yüzyıl sonra bu derlemedeki eleştiriler keşke güncelliklerini kaybetmiş olsalardı...
Groys’un geçtiğimiz haftalarda yayımlanan ve kültürde yeni kavramının işlevini araştıran bu yeni kitabı, tarihin sonunun da ilan edildiği bir dönemde, sanatta ve kuramda herhangi bir yeniliğin mümkün olamayacağı kabulüne karşı kaleme alınmış.
Eğer bir üniversiteye bağlı kalmazsak kimsenin bizi ciddiye almayacağını, eğer üniversite kariyerimizi bırakırsak maddi olarak dayanamayacağımızı söylediler. Bilmem, belki de haklılar. Ama şu kadar umurumda değil
Ana akımlaşmayı kabul etmeyen tüm varoluşların kendilerini yazınsal bir süreçle ifade etmeye yeltenmesinde kendi deneyimini aktarmaktan öte bir arzu göze çarpıyor: belirsizlikle oynama, bu zenginliği koruma ve kimliksizliğe yönelen bir arzu...
Google’a Türkçe “Başlangıçlar” yazınca, yüzlerce ordövr tabağı resmi çıkınca insan hayret ediyor. Yeniden başlamayı Amerikan salatasının yanına kısır koymak diye çözmüşler. Hep gurur duyduğumuz “mozaik” bu işte
K24 Akademi Söyleşileri dizisinin üçüncü konuğu, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Sibel Irzık...
Rovelli’ye göre kesinliği kabul etmeme kabiliyeti sayesinde bilim dünyaya her defasında yeni bir gözle bakabiliyor. Başkaldırının nasıl bir erdem haline gelebileceğini ve eleştiriye açıklığın yaratıcı sonuçlarını hatırlatmasıyla bile okunmayı hak ediyor
Yazarlar içerdeyken hiç kimsenin sözü özgürlüğün güvencesi altında olmaz. Toplumun özgürlük karnesi yazarlarının hapiste olup olmayışıyla ölçülür
Klâsik Osmanlı edebiyatındaki en popüler müstehcen eser hiç şüphesiz Rucû‘ü’ş-şeyhi ilâ sibâhi fî’l-kuvveti ‘alâ’l-bâh (İhtiyar adamın cinsellik gücüyle gençliğine dönmesi) adlı kitaptır...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık